bütün ümitleri yok etmek Fiil
televizyona çıkma sıklığını azaltmak Fiil
biriyle yazışmayı kesmek Fiil
gâvura kızıp oruç bozmak, öfke ile kalkıp zararla oturmak, keskin sirkenin zararı küpüne dokunmak, bindiği dalı kesmek.
öfke ile kalkıp zararla oturmak, başına dert açmak, gâvura kızıp oruç bozmak, keskin sirkenin zararı küpüne dokunmak.
birbirinin iflâsına sebep olacak derecede rekabete girişmek.
ayağını yorganına göre uzatmak.
isteklerini geri bırakmak Fiil
masrafları kesmek Fiil
ortalıkta bir tehlike sezmek Fiil
tecrübe/hüner kazanmak, görgü/bilgi ve tecrübesini ilerletmek.
zararı azaltmak, zarardan kâr etmek.
acele uzaklaşmak için palamarı kesmek.
bindiği dalı kesmek, kendi kendine zarar vermek.
(koloni) anavatandan kopmak Fiil
bağımsızlığını ilan etmek Fiil
kârını düşük tutmak Fiil
sıvışmak Fiil
(bir şeyi) küçük yaşta/çok erken öğrenmek, tecrübe ile/yaparak öğrenmek.
He cut his eye teeth as a
carpenter: Marangozluğu küçük yaşta öğrendi.
kendi kendine zarar vermek Fiil
bindiği dalı kesmek Fiil
birinin boğazını kesmek Fiil
kendine yol açmak Fiil
olgunlaşmak Fiil
(a) ayağını kaydırmak, plânlarını bozmak, (b) delillerini çürütmek.
saç kestirmek Fiil
işi kendisi için biçilmiş kaftan olmak Fiil
işi başından aşkın olmak Fiil
işi başından aşmak, işi çok zor olmak.
çehre, yüz ifadesi, dış görünüş.